Fransa, İspanya ve Portekiz turu SÜPER PROMOSYON!

Sabah havalimanında turumbu.com yetkilisi ile buluşmanın  ardından Lyon uçuşu. 
Lyon, Fransa'nın güneydoğusunda yer alan, tarih, kültür ve gastronomi açısından zengin bir şehirdir. Rhône ve Saône nehirlerinin birleştiği yerde kurulu olan Lyon, Fransa'nın üçüncü büyük şehri olarak bilinir. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan tarihi bölgeleri, canlı sanat sahnesi ve dünyanın en iyi mutfaklarından biri olan Lyon mutfağı ile ünlüdür. Vieux Lyon, Presqu'île, Croix-Rousse, Lyon Güzel Sanatlar Müzesi, Confluence Bölgesi, Fourvière Tepesi ve Bazilikası gezimiz esnasında göreceğimiz yerler arasındandır. 

Vieux Lyon (Eski Lyon): Lyon'un en eski ve tarihi bölgesi olan Vieux Lyon, Orta Çağ ve Rönesans dönemi mimarisinin en güzel örneklerine ev sahipliği yapar. Dar sokakları, renkli binaları ve gizli pasajları (traboules) ile keşfedilmeyi bekleyen bir hazinedir.
Fourvière Tepesi ve Bazilikası: Fourvière Tepesi, şehrin en yüksek noktalarından biridir ve Lyon'un en ünlü yapılarından biri olan Basilique Notre-Dame de Fourvière'ye ev sahipliği yapar. Bu bazilika, hem dini hem de turistik açıdan büyük öneme sahiptir. Tepeden Lyon'un muhteşem manzaralarını izleyebilirsiniz.
Presqu'île: Rhône ve Saône nehirleri arasında yer alan bu yarımada, Lyon'un en hareketli bölgelerinden biridir. Alışveriş caddeleri, restoranlar, tiyatrolar ve meydanlarla dolu olan bu bölge, şehir hayatını deneyimlemek için ideal bir yerdir.
Croix-Rousse: Lyon'un işçi sınıfı tarihiyle ünlü olan Croix-Rousse, özellikle ipek işçileri (canuts) ile tanınır. Bölge, bohem atmosferi, sanat atölyeleri ve yaratıcı toplulukları ile ünlüdür.
Lyon Güzel Sanatlar Müzesi (Musée des Beaux-Arts de Lyon): Fransa'nın en büyük güzel sanatlar müzelerinden biri olan bu müze, antik dönemden modern döneme kadar geniş bir koleksiyona sahiptir. Eski bir manastırda yer alan müze, heykeller, resimler, antik eserler ve daha fazlasını içerir.
Confluence Bölgesi: Lyon'un en modern bölgelerinden biri olan Confluence, eski bir endüstriyel alanın yeniden geliştirilmesiyle oluşmuştur. Çağdaş mimari yapılar, alışveriş merkezleri ve müzeler ile dikkat çeken bu bölge, şehrin yenilikçi ruhunu yansıtır.

Sabah kahvaltımızın hemen ardından Marsiya’ya hareket edeceğiz. Şehre varışımız ile beraber şehir turumuz başlıyor. Marsilya, Fransa'nın güneyinde, Akdeniz kıyısında yer alan dinamik ve kozmopolit bir liman şehridir. 2.600 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan bu şehir, Fransa'nın en eski ve en büyük ikinci şehri olarak bilinir. Zengin kültürü, tarihi yapıları, deniz kenarındaki cazibesi ve lezzetli mutfağı ile Marsilya, her türden gezgin için cazip bir destinasyondur.  Vieux-Port, Basilique Notre-Dame de la Garde, Le Panier Mahallesi, Château d'If, Calanques Milli Parkı, Mucem gezip göreceğimiz noktalardan bazılarıdır. 

 Vieux-Port (Eski Liman): Marsilya'nın kalbi olan Vieux-Port, şehrin tarihi limanıdır ve ziyaretçilerin ilk duraklarından biri olmalıdır. Liman çevresinde yürüyüş yapabilir, kafe ve restoranlarda oturup liman manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Basilique Notre-Dame de la Garde: Marsilya'nın en ikonik yapılarından biri olan bu bazilika, şehrin en yüksek noktasında yer alır. Hem dini hem de turistik önemi olan bu yapı, Marsilya'nın koruyucusu olarak kabul edilir ve şehir manzarasının en iyi izlendiği yerlerden biridir.
Le Panier Mahallesi: Marsilya'nın en eski mahallelerinden biri olan Le Panier, dar ve dolambaçlı sokakları, renkli binaları ve tarihi dokusu ile ünlüdür. Sanat galerileri, butik dükkanlar ve kafelerle dolu olan bu mahalle, şehrin sanat ve kültür merkezi olarak kabul edilir.
Château d'If: Marsilya kıyılarında yer alan bu tarihi kale, Alexandre Dumas'nın "Monte Cristo Kontu" adlı eserine ilham kaynağı olmuştur. Bir zamanlar hapishane olarak kullanılan bu kale, bugün ziyaretçilere açıktır.
Calanques Milli Parkı: Marsilya'nın biraz dışında yer alan bu milli park, nefes kesen doğal güzellikleriyle ünlüdür. Kalkerli kayalıklar, berrak turkuaz sular ve küçük koylarıyla ünlü bu bölge, doğa yürüyüşleri ve yüzme için ideal bir yerdir.
Mucem (Musée des Civilisations de l'Europe et de la Méditerranée): Marsilya'nın modern simgelerinden biri olan Mucem, Avrupa ve Akdeniz uygarlıklarına adanmış bir müzedir. Hem mimarisi hem de sergileri ile büyüleyici olan bu müze, Vieux-Port'a yakın bir konumda yer alır.

Sabah kahvaltımızın ardından Barselona’ya hareket edeceğiz. Barselona, İspanya'nın Katalonya bölgesinin başkenti ve Akdeniz kıyısında yer alan kozmopolit bir şehirdir. Zengin tarihi, eşsiz mimarisi, kültürel mirası ve canlı yaşam tarzı ile tanınan Barselona, dünyanın en popüler turistik destinasyonlarından biridir. Barselona gezimizin ilk günü gezeceğimiz yerler; La Sagrada Família, Park Güell, La Rambla, Gothic Quarter’dir. 

La Sagrada Família: Antoni Gaudí'nin en ünlü eserlerinden biri olan bu muhteşem bazilika, Barselona'nın simgesi haline gelmiştir. Yapımı 1882 yılında başlamış olup, hala tamamlanmamıştır.
Park Güell: Antoni Gaudí'nin tasarladığı bu park, renkli mozaikler, organik formlar ve büyüleyici bir manzara sunar. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alır ve Barselona'nın en popüler turistik yerlerinden biridir.
La Rambla: Barselona'nın en ünlü caddesi olan La Rambla, sokak sanatçıları, kafeler, restoranlar ve butikler ile doludur. Bu cadde boyunca yürümek, şehrin canlı atmosferini hissetmek için harika bir yoldur.
Gothic Quarter (Barri Gòtic): Barselona'nın en eski bölgesi olan Gothic Quarter, dar sokakları, tarihi yapıları ve ortaçağdan kalma atmosferi ile ünlüdür. Bu bölgede Barselona Katedrali ve Plaça Reial gibi önemli yerler bulunur.

Barselona gezimizin ikinci günü sabah kahvaltının ardından şehri keşfetmeye devam edeceğiz. Göreceğimiz yerler arasında; Barceloneta Plajı, Montjuïc Tepesi, Casa Batlló ve Casa Milà  bulunmaktadır. 

Casa Batlló ve Casa Milà (La Pedrera): Gaudí'nin diğer iki başyapıtı olan bu evler, modernist mimarinin en güzel örneklerindendir. Her iki bina da benzersiz tasarımları, organik formları ve dikkat çekici cepheleri ile ünlüdür.
Montjuïc Tepesi: Barselona'nın en güzel manzaralarından birini sunan Montjuïc Tepesi, aynı zamanda Olimpiyat Stadyumu, Montjuïc Kalesi ve Poble Espanyol gibi ilgi çekici yerlere ev sahipliği yapar.
Barceloneta Plajı: Barselona'nın popüler plajlarından biri olan Barceloneta, şehre yakınlığı ve canlı atmosferi ile bilinir. Burada denize girebilir, sahil boyunca yürüyüş yapabilir veya deniz ürünleri restoranlarında yemek yiyebilirsiniz.

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından Valensiya’ya hareket. Valensiya, İspanya'nın doğu kıyısında yer alan, Akdeniz'in sıcak ikliminden faydalanan ve tarihi ile modern yapıları bir arada barındıran bir şehir. Sanat ve bilimler şehri olarak da bilinen Valensiya, tarihi eserler, etkileyici modern yapılar ve güzel plajları ile ünlüdür. Ciudad de las Artes y las Ciencias, La Lonja de la Seda, Plaza de la Virgen, Turia Bahçeleri, Valensiya Katedrali ve Miguelete Kulesi gezimiz esnasında göreceğimiz noktalardan bazılarıdır. 

Ciudad de las Artes y las Ciencias (Sanat ve Bilim Şehri): Santiago Calatrava tarafından tasarlanan bu modern kompleks, Valensiya'nın en ünlü yapılarından biridir. Bilim müzesi, akvaryum, astronomi merkezi ve opera binası gibi bölümleri içerir.
La Lonja de la Seda: UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu tarihi bina, 15. yüzyılda ipek ticaretinin merkezi olarak kullanılmıştır. Gotik mimarisi ile dikkat çeker.
Valensiya Katedrali ve Miguelete Kulesi: Şehir merkezinde yer alan Valensiya Katedrali, çeşitli mimari stilleri bir arada sunar ve Miguelete Kulesi, şehrin panoramik manzarasını sunar.
Plaza de la Virgen: Şehir merkezinde yer alan bu tarihi meydan, Valensiya'nın önemli sosyal ve kültürel merkezlerinden biridir. Çevresinde tarihi binalar, kafe ve restoranlar bulunur.
Turia Bahçeleri (Jardín del Turia): Eski bir nehir yatağında yer alan bu geniş park, yürüyüş, bisiklet ve piknik için mükemmel bir alan sunar. Şehir merkezine yakınlığı ve geniş yeşil alanları ile ünlüdür.

Sabah kahvaltımızın ardından Madrid’e hareket edeceğiz. Madrid, İspanya'nın başkenti ve en büyük şehri olarak zengin tarihi, kültürel mirası ve enerjik yaşam tarzı ile dikkat çeker. Şehir, sanat galerileri, tarihi binalar, canlı pazarlar ve hareketli gece hayatıyla ünlüdür. Madrid gezimiz esnasında Prado Müzesi, Retiro Parkı, Kraliyet Sarayı, Plaza Mayor gezip göreceğimiz yerler arasındadır. 

Prado Müzesi (Museo del Prado): Madrid'in en önemli sanat müzesi olan Prado Müzesi, dünyanın en önemli sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapar. Goya, Velázquez, Titian gibi büyük sanatçıların eserlerini burada görebilirsiniz.
Retiro Parkı (Parque del Retiro): Şehir merkezinde geniş bir yeşil alan sunan bu park, yürüyüş, piknik ve açık hava etkinlikleri için idealdir. İçinde göletler, heykeller ve bir saray da bulunur.
Kraliyet Sarayı (Palacio Real): İspanya'nın resmi kraliyet sarayı olan bu görkemli yapı, büyük bir tarihi ve mimari öneme sahiptir. Sarayda Kraliyet Koleksiyonları, mücevherler ve etkileyici odalar bulunur.
Plaza Mayor: Madrid'in merkezi meydanı olan Plaza Mayor, tarih boyunca çeşitli sosyal ve ticari etkinliklere ev sahipliği yapmıştır. Çevresindeki tarihi binalar ve kafelerle ünlüdür.

Sabah kahvaltımızın ardından Madrid’i keşfetmeye devam ediyoruz. Göreceğimiz yerler arasında; Santiago Bernabéu Stadyumu, Thyssen-Bornemisza Müzesi, Gran Vía, La Latina Bölgesi bulunmaktadır.

Santiago Bernabéu Stadyumu: Real Madrid futbol takımının evi olan bu stadyum, futbol severler için bir hac yeri gibidir. Stadyum turu ile sahayı ve kulüp tarihini keşfedeceğiz.
Thyssen-Bornemisza Müzesi (Museo Thyssen-Bornemisza): Prado Müzesi'nin yakınında yer alan bu müze, Orta Çağ'dan modern döneme kadar geniş bir sanat koleksiyonuna sahiptir.
Gran Vía: Madrid'in en ünlü alışveriş ve eğlence caddesi olan Gran Vía, alışveriş, sinema, tiyatro ve restoranlar için popüler bir noktadır.
La Latina Bölgesi: Tarihi bir mahalle olan La Latina, dar sokakları, geleneksel restoranları ve tapas barları ile ünlüdür.

Sabah kahvaltımızın ardından Salamanca’ya hareket ediyoruz. Salamanca, İspanya'nın Castile ve León bölgesinde yer alan, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile ünlü bir şehirdir. Özellikle üniversitesi, güzel mimarisi ve canlı atmosferi ile dikkat çeker. Şehir, Ortaçağ'dan kalma birçok tarihi yapıyı ve etkileyici meydanları barındırır. Salamanca Üniversitesi, Plaza Mayor, Yeni Katedral, Eski Katedral, Casa de las Conchas, Salamanca Arkeoloji Müzesi, Puente Romano, Monasterio de San Esteban gezimiz esnasında göreceğimiz noktalardan bazılarıdır. 

Salamanca Üniversitesi (Universidad de Salamanca): 1218 yılında kurulan bu üniversite, Avrupa'nın en eski üniversitelerinden biridir. Özellikle tarihi binaları ve güzel avlularıyla ünlüdür.
Plaza Mayor: Salamanca'nın ana meydanı olan Plaza Mayor, barok mimarisi ile ünlüdür ve şehrin sosyal ve kültürel merkezidir. Çevresinde birçok kafe, restoran ve dükkan bulunur.
Yeni Katedral (Catedral Nueva): 16. yüzyılda inşa edilen bu katedral, Gotik ve Barok mimari tarzlarını harmanlar. İçinde etkileyici freskler ve sanat eserleri bulunur.
Eski Katedral (Catedral Vieja): 12. yüzyıldan kalma bu katedral, Romanesk tarzda inşa edilmiştir ve New Cathedral'ın yanındadır. Tarihi ve mimari açıdan önemli bir yapıdır.
Casa de las Conchas: 15. yüzyıldan kalma bir palas olan Casa de las Conchas, üzerinde 300’den fazla deniz kabuğu figürü bulunan bir binadır. Bugün, bu yapı şehir kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.
Salamanca Arkeoloji Müzesi (Museo de Salamanca): Şehirdeki tarih ve arkeoloji koleksiyonlarını sergileyen bu müze, çeşitli dönemlere ait eserleri sunar.
Puente Romano (Romalı Köprü): Roma dönemine tarihlenen bu köprü, Tormes Nehri üzerinde yer alır ve şehrin tarihi yapılarından biridir.
Monasterio de San Esteban: 16. yüzyıldan kalma bu manastır, etkilici Barok mimarisi ve sanat koleksiyonlarıyla tanınır.

Gezimizin ardından Porto’ya hareket edeceğiz. Porto’nun büyüleyici ışıkları altında kısa bir tur gerçekleştirip otelimize konaklama için geçiş yapıyor olacağız. Porto, Portekiz'in kuzeyinde yer alan ve ülkenin ikinci en büyük şehri olan bir liman kentidir. Tarihi dokusu, şarap kültürü ve güzel manzaraları ile ünlüdür. Şehir, Avrupa'nın en çekici destinasyonlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Ribeira Bölgesi, Porto Katedrali ve Clérigos Kulesi gezimizin ilk günü göreceğimiz noktalar arasında yer almaktadır. 

Ribeira Bölgesi: Porto'nun tarihi merkezlerinden biri olan Ribeira, dar sokakları, renkli binaları ve nehir kenarındaki kafeleri ile ünlüdür. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alır.
Porto Katedrali (Sé do Porto): Şehrin en eski yapılarından biri olan Porto Katedrali, Romanesk tarzında inşa edilmiştir ve şehir manzarasına hakim bir konumda bulunur.
Clérigos Kulesi (Torre dos Clérigos): Barok tarzı bir kule olan Clérigos Kulesi, şehrin en yüksek yapılarından biridir. Kuleye tırmanarak Porto'nun etkileyici manzarasını görebilirsiniz.

Kahvaltımızın ardından sabah erken saatlerde Porto’yu keşfetmek için hareket edeceğiz. Livraria Lello, Palácio da Bolsa, São Bento Tren İstasyonu, Porto Şarap Mahzenleri, Douro Nehri ve Kıyısı göreceğimiz noktalardan bazılarıdır. 

Livraria Lello: Dünyanın en güzel kitapçılarından biri olarak kabul edilen Livraria Lello, etkileyici Art Nouveau mimarisi ve iç dekorasyonu ile ünlüdür.
Palácio da Bolsa: 19. yüzyılda inşa edilen bu eski borsa binası, neoklasik ve neo-Rönesans mimarisiyle dikkat çeker. İç mekânı da oldukça etkileyicidir.
São Bento Tren İstasyonu: Güzel seramik panelleri ile ünlü São Bento İstasyonu, Porto'nun önemli ulaşım noktalarından biridir. İstasyon, iç mekânındaki detaylı seramikleriyle dikkat çeker.
Douro Nehri ve Kıyısı: Douro Nehri, Porto'nun kalbinde akar ve nehir kıyısında yapılan yürüyüşler veya tekne turları oldukça keyiflidir. Şehir manzarası ve köprüler etkileyicidir.
Porto Şarap Mahzenleri (Caves de Vinho do Porto): Porto şehri, ünlü Porto şarapları ile bilinir. Şehirdeki şarap mahzenlerini ziyaret ederek şarap tadımı yapabilir ve üretim sürecini öğrenebilirsiniz.

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından Lizbon’a hareket. Lizbon, Portekiz’in başkenti ve en büyük şehri olup, tarihi, kültürel zenginlikleri ve güzel kıyı manzaralarıyla ünlüdür. Şehir, renkli mahalleleri, etkileyici mimarisi ve canlı atmosferi ile keşfedilmeyi bekleyen bir destinasyondur. Belém Kulesi, Jerónimos Manastırı, Alfama Bölgesia, Alfama Bölgesi, São Jorge Kalesi, Rossio Meydanı, Lizbon Ulusal Sarayı gezimiz esnasında göreceğimiz noktalardan bazılarıdır. 

Belém Kulesi (Torre de Belém): 16. yüzyıldan kalma bu tarihi kule, Lizbon’un en tanınmış simgelerinden biridir. Douro Nehri'nin kıyısında yer alır ve savunma amaçlı yapılmıştır.
Jerónimos Manastırı (Mosteiro dos Jerónimos): 15. yüzyılda inşa edilen bu manastır, Manuelin tarzı mimarisiyle ünlüdür ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alır.
Alfama Bölgesi: Lizbon’un en eski ve en geleneksel mahallelerinden biri olan Alfama, dar sokakları, tarihi binaları ve canlı fado müziği ile ünlüdür.
São Jorge Kalesi (Castelo de São Jorge): Lizbon'un tepe noktasında yer alan bu kale, şehir manzarası sunar ve tarihî kalıntıları ile dikkat çeker.
Rossio Meydanı (Praça de Dom Pedro IV): Şehrin ana meydanlarından biri olan Rossio, güzel mimarisi ve canlı atmosferi ile bilinir. Çevresinde çeşitli kafe ve restoranlar bulunur.
Lizbon Ulusal Sarayı (Palácio Nacional de Queluz): Lizbon’un dışında yer alan bu saray, Barok mimarisi ve güzel bahçeleri ile ünlüdür.

Maalesef gezimizin son günü. Havalimanına transfer ve serbest zaman uçak saatlerimiz doğrultusunda İstanbul uçuşu ve yurda dönüş. Umuyoruz ki bir başka turumbu.com organizasyonunda tekrar bir araya geleceğiz.